Kimse yanlış anlamasın. Sevgililer gününü kutlayan, kutlayacak kimseyi yadırgamıyorum, zaten banane de mi? Ama ilginç geliyor bana bu tür durumlar. Bir günü özel kılmak için; o güne bir isim koymak şart mı? Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, öğretmenler günü vs vs.. Oha! Ne kadar çok özel gün var. Açıkçası ne para dayanır, ne sevgi yeter bütün bu günlerin altından kalkmak için. Evet, sevginiz de yetmez, sevginiz de biter. Çünkü; kutladığınız bütün bu günler, görevmiş gibi geliyor bir yerden sonra. İçinizden geldiği için; birlikte değilsiniz ki o gün. Adına ”özel gün” dendiği için birliktesiniz. Çok zor, gerçekten zor. işin ilginç yanı, sevgililer günü dediğimiz bu gün, artık ana haber bülteninde bile yer buluyor kendine. Çüş be kapitalizm! Harbiden çüş! Bi dur, bi soluklan, bi kendi halimize bırak bizleri. Tüket,tüket nereye kadar ? Bütün alışveriş merkezleri tıkabasa doluydu geçtiğimiz hafta. Kredi kartı borcu, ekonomik kriz, ev kirası, okul masrafı, mutfak masrafı, ev masrafı falan hepsini unuttu birden insanlar. Herkesin tek bir amacı var; sevgiliye hediye almak! Ayrıca bu hediyenin pahası, güzelliği, sevgiliyi etkilemesi de çok önemli. Basit bir hediye mutlu etmiyor artık kimseyi. Baya ilginç durumlar bunlar.
Son birkaç cümlem daha var. Bu özel gün çılgınlığı, ilişkilerdeki tüm özel hayatı bitirdiği gibi; samimiyeti de öldürüyor. Düşünsenize hediyenizi beğenmeyen bir sevgiliniz var. ”Ayşe’nin sevgilisi tek taş almış, sen gül alıp getirdin.” Oha! Yemin ederim böyle diyaloglar bile oluşuyo artık; çiftlerin arasında. Hani nerde aşk? Hani nerde sevgi? Hani nerde duygu? Kalmıyor de mi? Bitiyor. Yavaşça hepsi bitiyor. Ben bu yazıyı yazdım diye; tabi ki gidişat değişmeyecek. Umduğum tek bir şey var, farkındalığı olan insan sayısının artması. Bu gidişle bundan 10 yıl sonrası; sevgililer gününden ziyade, ” Sevgisizler Günü” olarak anılmaya başlayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder